Yemek yediğimiz ortam yemek yeme eğilimimizi etkiliyor olabilir mi?

Yemek yeme davranışlarımız, yalnızca açlık duygusuna dayalı bir ihtiyaç değil, çevremizdeki ortamın sunduğu uyarıcılarla şekillenen bir deneyimdir. Günlük yaşamımızda, bazen yediğimiz yemeklerin miktarı, bir şekilde ortamın etkisiyle yönlendiriliyor olabilir. İşte bizde tam olarak bunu merak edip araştırdık. Bakalım yemek yediğimiz ortamın, yemek yeme alışkanlıklarımızı etkilemesi gibi bir durum söz konusu mu?

Yemek yediğimiz ortam, çoğu zaman gözle görünmeyen ama güçlü etkiler yaratan bir faktör. Işık, ses, renk ve hatta kullanılan masa düzeni gibi unsurlar, yemek yeme eğilimlerimizi belirlemede önemli rol oynar. Yapılan bir araştırmada, sıcak ışıkların bulunduğu restoranlarda yemek yiyen kişilerin daha uzun süre sofrada kaldığını ve daha fazla yemek tükettiklerini ortaya koymuştur. Barger ve arkadaşları (2014) bu konuyu araştırmış ve düşük ışıkların rahatlık duygusunu artırarak yemek süresini uzattığını, bunun da daha fazla kalori alımına yol açtığını belirtmiştir. Işığın doğrudan etkisiyle, beynimiz rahatlamış ve yemeye daha istekli hale gelir. Örneğin, lüks restoranlarda genellikle loş bir ortam ve sakin müzik tercih edilmesinin amacı da aslında yemek yeme süresini uzatmak ve tüketim miktarını artırmaktır.
Birçoğumuz, sinemada film izlerken patlamış mısır yemeyi alışkanlık haline getirmiştir. Filme dalarak ne kadar yediğimizi bilmediğimiz patlamış mısırlar bu duruma en iyi örnektir. Bu örnek, çevremizdeki ortamın, yemek yeme alışkanlıklarımızı nasıl şekillendirdiğine dair basit ama etkili bir gösterge sunar. Wansink ve arkadaşları (2006) yaptıkları bir deneyle, büyük bir film ekranı karşısında yemek yiyen kişilerin, küçük bir ekran karşısında yemek yiyenlere kıyasla %45 daha fazla yediğini göstermiştir.

Yemek yediğimiz masa düzeni de oldukça etkilidir. Kullanılan masa örtüsü, tabakların büyüklüğü ve masanın üzerindeki diğer nesneler, yemek yeme deneyimimizi etkileyebilir. Yapılan bir başka araştırmada, geniş tabaklarda yemek yemenin, gözümüzün yemek miktarını yanlış değerlendirmemize yol açtığı bulunmuş. Çünkü büyük tabaklarda porsiyonlar küçük durduğu için daha fazla yemek konularak aslında kapasitemizin üstünde yemek yemiş oluyoruz.
Bir diğer önemli çevresel faktör ise ses ve müzik. 1999 yılında yapılan bir araştırmada, restoranlarda çalan müziklerin yemek yeme hızımız üzerinde büyük bir etkisi olduğunu göstermektedir. Tempolu müzikler, insanların daha hızlı yemek yemesine yol açarken, sakin müzikler yemek yeme sürecinin uzamasını sağlar. Bu durum, restoranlar için bir pazarlama stratejisi haline gelmiştir; sakin müziklerin ve rahatlatıcı seslerin kullanılması, yemek süresinin uzamasına ve dolayısıyla daha fazla yemek tüketilmesine olanak tanır. Birçok kişi, kafelerde kahve içerken daha uzun süre oturur ve sohbet eder. Bu ortamda sakin müzikler, rahat sandalyeler ve huzurlu bir atmosfer vardır. Bu etmenler, kişilerin daha fazla kahve içmesine ve daha uzun süre oturmasına yol açar. Bunun tam tersi olarak, hızlı tempolu bir kafe ortamında daha hızlı içilir ve genellikle daha az vakit geçirilir.
Tüm bunların yanı sıra, grup halinde yemek yemenin, bireysel yemek yeme davranışını değiştirdiğini ve daha fazla yemek yenmesine neden olduğu da yapılan çalışmalar arasında gözlemlenen etkenlerden biri. Yemek yerken diğer kişilerin varlığı, yemekteki hızımızı, miktarımızı ve hatta tercih ettiğimiz yemekleri etkileyebilir. Sosyal ortamlarda daha fazla yemek tüketmek, bazen bir tür sosyal etkileşim aracı olarak görülür. Yani grup yemekleri, daha fazla yemek yememizi etkileyen unsurlar arasında.