Moğolistan, Çin-Rusya baskısından kurtulabilir mi?

Türkiye-Moğolistan ilişkilerinde ortak tarih (Orhun Yazıtları) nasıl bir rol oynuyor? Moğolistan'ın “Üçüncü Komşu” politikası, Çin ve Rusya'nın bölgesel etkisine karşı ne kadar etkili? Çinli şirketlerin Moğolistan'daki madencilik yatırımları, ülkenin ekonomik bağımsızlığını nasıl etkiliyor?

GZT Özel İçerik Editörü Sinan Bakioğlu ve İstanbul Kültür Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Çağla Gül Yesevi Moğolistan'ı anlattı.

Öncelikle, 2015 sonrası dönemde Moğolistan'ın uluslararası ilişkilerdeki önemli anlaşmalarını özetledik. Moğolistan, coğrafi olarak Rusya ve Çin arasında sıkışmış bir ülke olmasına rağmen, “Üçüncü Komşu” politikasıyla (ABD, Japonya, Güney Kore, Türkiye gibi ülkelerle yakınlaşma) dış ilişkilerini çeşitlendirmeye çalışıyor.

2015'te Japonya ile ekonomik ortaklık, 2015'te Çin'in Bir Kuşak Bir Yol projesine katılımın onaylanması, 2019'dan itibaren Rusya ile yakın temas kuruldu. Ayrıca 2018'den günümüze kadarki dönemde de ABD ile 'Genişletilmiş Kapsamlı Ortaklık' anlaşması imzalandı.

Türkiye ile kurulan ilişkilerde ise 'Ortak Tarih' anlayışı prensip olarak gözetiliyor. Orhun Yazıtlarının Türkiye tarafından restore edilmesi ve Moğolistan topraklarındaki Türk yatırımları bu durumu destekler nitelikte.

Moğolistan, 2015 sonrası dönemde “Üçüncü Komşu” politikasıyla küresel aktörlerle bağlarını güçlendirmeye odaklandı. Japonya, ABD, Hindistan ve Türkiye gibi ülkelerle yapılan anlaşmalar, Moğolistan'ın Çin ve Rusya'ya bağımlılığını azaltma çabasını yansıtıyor. Aynı zamanda, Çin'in Kuşak ve Yol Girişimi ve Rusya ile stratejik ortaklık, Moğolistan'ın bölgesel entegrasyonunu ve ekonomik kalkınmasını destekliyor. Madencilik (bakır, kömür) ve altyapı projeleri, bu anlaşmaların temel odak noktası.

OSZAR »